26 Şubat 2018 Pazartesi

Osmanlı da Fes Tarihi

Osmanlı Devlti Fes Tarihi



19. yüzyılda padişah 2. Mahmut döneminde Osmanlıda Avrupalı gibi giyinme modası başlamıştır.

1826 yılında sarık ve cüppe yasaklandı, devlet memurlarına pantolon, fes, ceket zorunluluğu getirildi. Bir çok edebiyatçı ve sanatçıda Avrupa modasına uydu


1829'den 1925 yılına kadar kullanılan fesi Tanzimat döneminde İstanbul'da sivil ve asker bütün görevliler giymiştir, sarık yalnız bilginler, sanatçılar ve din adamları tarafından kullanılmaya başlanmıştır. Taşrada, sarık tercih ediliyordu, bu sebeple halk, fesli ve sarıklı olmak üzere ikiye ayrılmıştı.


Fes zamanla benimsenmiş ve bir İslam kıyafeti niteliği almıştır ama fes aslında 2. Mahmut döneminde Avrupalaşmak ve modernleşmek amacı ile zorunlu tutulmuştur.



 TBMM 25 Kasım 1925 te Şapka Kanunu'nu çıkardı ve sarık, fes ve benzeri şeyler yasaklandı.


  Bu yasaya göre TBMM üyeleri ve memurların şapka giymesi zorunlu hale getirilmiş, halkın sarık ve fes takması yasaklanmıştır.

25 Şubat 2018 Pazar

Bolşevik Devrimi (Ekim Devrimi)

Bolşevik Devrimi (Ekim Devrimi)

Dünyanın ilk ve en büyük Sosyalist Devleti olan Sovyetler Biliğinin kurulmasını sağlayan "Bolşevik Devrimi" veya diğer adıyla "Ekim Devrimi" olarak adlandıran halk hareketi sadece Rusyayı değil dünyayı da çok büyük ölçüde etkilemiştir. Bu olaydan sonra Sosyalizm tüm Dünyaya yayılacaktır.

 Bolşevik Devrimi  Rusya’da 7 Kasım 1917 Petrograd’daki geçici hükümetin devrilerek iktidarın  Vladimir Lenin önderliğindeki Bolşeviklere geçmesini sağlayan ve Sovyetler Birliği’nin kurulmasına yol açan olaydır.

Bolşevik  Devrimi dünyada ilk ve en büyük sosyalist devletin kurulmasını sağlayarak ve sosyalist sistemin tüm dünyaya yayılmasına etki ederek 20. yüzyılın dünya tarihini etkileyen en önemli olaylarındandır.

Şubat 1917’de çarın yıkılması ardından iktidara gelen geçici hükümet Bolşevik Devrimi’yle yıkıldı ve iktidar Bolşevikler ile Sol SR lerin fazla olduğu Sovyetlere geçti. Bu gelişmeler üzerine Bolşevik karşıtı ve monarşi taraftarı Beyaz Ordu Rus İç Savaşı’nı ve Beyaz Terör olaylarını ateşledi. 1922 yılında iç savaştan galip çıkan Bolşevikler, Sovyetler Birliği’ni kurdu..

AMAÇ
Rusyayı emperyalist saaştan kurtarmak ve işçi, köylüleri destekleyen bir yönetim kurmak 




DEVRİM LİDERİ "LENİN"
Lenin Rus Devrimci ve Komünist Parti Başkanıdır.

Milliyet: Sovyet Rusya
Doğum Tarihi: 22 Nisan 1870
Ölüm Tarihi: 21 Ocak 1924
Eğitim: Aziz Petersburg Devlet Üniversitesi (1891 1890)
Kazan Devlet Üniversitesi (1887 – 1888)
Ölüm Yeri: Gorki Leninskiye
Annesi: Maria Aleksandrovna Blank
Babası: İlya Ulyanov
Kardeşleri: Aleksandr Ulyanov, Olga Ilichina Ulianov, Mariya Ilichina Ulianov Dimitri İlyiç Ulianov, Nikolai İlyiç Ulianov, Anna Ilichina Ulianov
Eşi: Nadezhda Krupskaya (1898-1924)
Ödüller: 1885 – Altın madalya



23 Şubat 2018 Cuma

Atatürk Filistin Açıklaması

Atatürk Filistin Açıklaması

    Artan Almanya faşizmi sebebi ile bir çok Yahudi Filistine göç etmiştir ve ileriki yıllarda istedikleri devleti kurmak için ön hazırlıklar yapmaya başlamışlardır , hatta bir askeri bir müdahale söz konusu olabilirdi.
     
    Musatafa Kemal Atatürk, hastalığı sebebiyle siyasetle pek fazla üğraşamamaktadır. Hakimiyeti Milliye mecmuası ile uluslararası camiaya  seslenen Atatürk , Filistine yapılacak bir tecavüzü kabulenmiyeceğini ifade etmişti.
  
Filistin Açıklaması

Açıklama şu şekildedir;

"Arapların arasında mevcud olan karışıklığı ve hoşnutsuzluğu kimse bizim kadar bilemez. Biz vakıa bir kaç sene Araplardan uzak kaldık. Fakat şimdi kendimize kafi derecede güvenip ve kudretimizi bildiğimiz için İslamiyetin mukaddes yerlerini musevilerin ve Hristiyanların nüfuzunun altına girmesine mani olacağız. Binaenaleyh şunu söylemek istiyoruz ki buraların Avrupa emperyalizminin oyun sahası olmasına müsaade etmeyeceğiz. Biz şimdiye kadar dinsiz ve islamiyete lakayt olmakla ittiham edildik. Fakat bu ittihamlara rağmen peygamberin son arzusunu yani, mukaddes toprakların daima İslam hakimiyetinde kalmasını temin için hemen bugün kanımızı dökmeğe hazırız. Cedlerimizin, Selahaddin'in idaresi altında, uğrunda Hristiyanlarla mücadele ettikleri topraklarda yabancı hakimiyet ve nüfuzunun tahtında bulunmasına müsaade etmeyeceğimizi beyan edecek kadar bugün, Allahın inayeti ve kuvvetliyiz. Avrupa bu mukaddes yerlere temellük etmek için yapacağı ilk adımda bütün İslam aleminin ayaklanıp icraata geçeceğine şüphemiz yoktur."

27 Temmuz 1937 - Hakimiyeti Milliye Mecmuası



2. Abdulhamit Han`ın Çarşafı Yasakalaması

2. Abdulhamit Han`ın Çarşafı Yasakalaması

Abdülhamit Han'ın Çarşafı Yasaklaması, Osmanlı tarihçileri ve Cumhuriyet tarihçileri arasında bir tartışma konusu olmuştur. Ancak ne kadar tartışılırsa tartışılsın Abdülhamit Han'ın Çarşafı yasakladığı kesin bir gerçektir. Bu mesele kimilerine göre Abdülhamit Han'ın Meşrutiyet meselelerilye ilgili olarak bir zorunlulukla Çarşafı yasakladığı yönündedir kimilerine göre ise Çarşaf'ın İslam Akitlerine uygun olmadığı yönündeki kanaati gereği. Bu konuyu aydınlatmak için ilgili belgenin tercümesini okumak gereklidir.


Çarşafin Kaldığını gösterildiği belge


Belgenin Türkçes


"Bugün cuma selâmlığı töreninden sonra Teşvikiye'deki silâhhâneyi Padişah Hazretleri teşrifle oradan saraylarına dönerler iken yolda, tuhaf bir şekilde bellerinden bağlı siyah çarşaflara bürünmüş ve yüzlerini de siyah renkte ve gayet ince peçelerle örtmüş bazı kadınlar gözüne ilişmiş, bunların örtünmemiş denilecek halde açık saçık bulunmalarına ve âdeta matem elbisesi giymiş Hıristiyan kadınlarına benzemelerine bakılarak birden bire İslâm olduklarında tereddüt buyrulmuştur.
İzaha muhtaç olmadığı gibi büyük İslâm devletinin ayakta durması, devamı ve yükselmesi kadın ve erkek bütün Müslümanların her türlü hal ve hareketlerinde şeriatın yüksek hükümlerine son derece dikkatle uymalarına bağlı olup aksi hal Allah esirgesin gerek fertler gerek devlet için maddî ve mânevî sonsuz zararlara sebeb olacağından İslâm kadınlarının Allah'ın emirlerinden bulunan örtünme usul ve kaidelerine fevkalâde dikkat ve itina etmeleri lüzumunu beyana hacet olmadığı, bu çarşaflar ise İslâm kadınlarınca örtünmeye aslâ uygun ve müsait olmadığı gibi bir maksatla şuraya buraya girmek için bazı münasebetsiz erkekler tarafından da bir fesat ve melânet perdesi olarak kullanılmakta olup hatta geçenlerde bir erkek bu suretle çarşafa bürünerek kadın kıyafetinde silâhlı olarak bir eve girip içerdeki kadının üzerine hücumla çaldığı eşyayı pencereden arkadaşına atarak savuşmuş olduğundan dindarlık ve maslahat bakımından meydanda olan zararlarından ötürü icap edenlere münasip bir şekilde anlatılıp tenbihlerde bulunmak suretiyle kadınların çarşaf giymelerinin yasaklanması Padişah emri iktizasındandır. Bu hususta emir sahibinindir."

Vahdettinin İstanbuldan Ayrılışı Nasıl, Ne Zaman ?


 Mehmet Vahdetin´in İstanbuldan Ayrılışı

Türkiye Büyük Millet Meclisi hükûmeti 1 Kasım 1922’de hilafet ile saltanatın ayrıldığını ve saltanatın kaldırıldığını bir kanun ile ilan etti. 
 
 
Vahdettin 1921 yılının başlarından itibaren mecliste hain olarak görülmeye başlanmıştır. 8 Şubat 1921 tarihli oturumda Muş mebusu Hacı Ahmet Hamdi bey Vahdettin için ”ecnebilere boyun eğen yaratık” ifadesini kullanmıştır.



Tahtını ve tacını istemyerek bırakmak zorunda kalan Vahdettin, 16 kasım 1922 de General Harrington´a
"İstanbul´da hayatımı tehlikede gördüğümden İngiltere devletine sığınır vr bir an önce başka bir yere götürülmemi talep ederim efendim. Müslümanların Halifesi Mehmet Vahdetin."
Kısa bir mektup yazarak sığınma talep edmiştir.

İstanbuldan ayrılışı ise 17 Kasım 1922 dir

Vahdettin, İngiliz zırhlısı HMS Malaya ya binmek üzere aracına biniyor.













22 Şubat 2018 Perşembe

Osmanlıda ilk rakı fabrikası

                                                                Erdek Rakısı Reklamı  
                    Gazetenin Tarihi :29 Temmuz 1897 (28 Sefer 1315) tarihli İkdam Gazetesi

Türkeçesi;

Halis üzümden istihsal olunan erdek düzü 
dünyanın her cihetinde bihak keseb şöhret etmişdir. Damamı 
datlı sıhhate nafi ve baş ağrıtmaz ve hararet vermez ve vücudu 
kuvetlendirir iştah açar. Yegane merkezi yemişde vapur 

iskelesi karşusunda 15 numaralı kadifeli birahanedir.




İlk rakı fabrikası, 1880’li yıllarda Sultan II. Abdülhamit döneminde, başmabeyinci ve maliye bakanlarından Sarıcazade Ragıp Paşa tarafından Tekirdağ yolu üzerinde Umurca Çiftliği’nde kurulmuştur.

Rakı fabrikası hal arasında o kadar çok tutlmuştur ki, Devlet borçlarının ödemde önemli vergi kaynağı olmuş Rüsumu- u sitte (alt vergi) sinin onemli geliri olmuştur.

Rakı ve Şarap tüketimi 2. Abdülhamit döneminde halk nezdinde itibar görmüş, fazlaca tüketilmiş ve bu alanda markalar ve meyhaneler arası rekabet söz konusu olmuştur



Osmanlı Sosyalist Fırkası

Osmanlı Sosyalist FırkasıII. Meşrutiyet döneminde İstanbul'da kurulan siyasal parti. Türkler tarafından kurulan ilk sosyalist partidir. 

Osmanlı topraklarında yaşayan BulgarRum ve Ermeni arasında yaygın olan sosyalist düşünceler Meşrutiyet'in ilanından (1908) sonra Türk aydınları arasında da gelişme olanağı buldu. Şubat 1910'da İştirak dergisini yayınlamaya başlayan Hüseyin Hilmi 'nin girişimleri sonunda Eylül 1910'da Osmanlı Sosyalist Fırkası kuruldu. Partinin kuruluş ve yönetiminde Baha Tevfik, Sosyalist gazetesi sahibi Namık Hasan, Hamit Suphi ve İnsaniyet gazetesi sahibi İbnüttahir İsmail Faik de görev aldı. İştirak'ın kapatılma olasılığına karşı İnsaniyet ve Medeniyetadlı yayın organları için de ruhsat alan Osmanlı Sosyalist Fırkası bilinen anlamda bir sosyalist parti değildi; yayın organlarında sosyalist kuramla ilgili yazılardan çok, muhalefetteki Prens Sabahaddin'in bireysel girişimciliği savunan tezlerine yakın yazılar yer alıyordu. 

Sada-yı Milliye gazetesi yazarlarından Ahmet Samim'in öldürülmesinden (1910) sonra özel bir sayı yayımlayan İştirak'ın sert bir eleştiri kampanyası başlatması, partinin çalışmalarından hoşnut olmayan İttihat ve Terakki'nin tutumunu daha da sertleştirmesine yol açtı. Bunun üzerine Osmanlı Sosyalist Fırkası, bütün muhalefeti bünyesinde bulundurmaya çalışan Hürriyet ve İtilaf Fırkası ile dayanışma içine girdi.Bu arada eski Jön Türklerden Dr. Refik Nevzat Paris'ten Hüseyin Hilmi ile ilişkiye geçerek Avni Kemal,Fuad Nevzat,M. Zeki ve Kadri Hoca ile birlikte örgütün Paris şubesini kurdu (Eylül 1911). Beşeriyet adlı bir gazete yayımlayan bu şubenin çalışmaları oldukça sınırlı kaldı. Öte yandan Hüseyin Hilmi'nin II. Enternasyonal ve Fransız sosyalist önder Jean Jauríés ile kurduğu ilişkiler de ileriye götürülemedi. 

Mahmut Şevket Paşa'nın öldürülmesinden (1913) sonra İttihat ve Terakki bütün muhalefeti sindirmeye yönelince, Osmanlı Sosyalist Fırkası da baskılarla karşılaştı. Yurt dışında bulunan Hüseyin Hilmi dönüşünde tutuklanarak Sinop'a gönderildi ve Mondros Mütarekesi'ne (1918) değin çeşitli yerlerde sürgünde kaldı. Bu dönemde partinin çalışmaları da kesintiye uğradı. Mütarekeden sonra İstanbul'a dönen Hüseyin Hilmi 1919'da, Osmanlı Sosyalist Fırkası'nın devamı niteliğinde Türkiye Sosyalist Fırkası'nı kurdu. 
İştirak Resmi

Tüm yayınları:
-http://tustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/istirak/istirak_t_02.pdf
-tustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/istirak/istirak_t_17.pdf
-
http://tustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/istirak/istirak_t_20.pdf